Ahmet SEVEN
İnsan vardır doğmadan ölür, insan vardır doğduktan sonra. İnsan vardır bir ömür, insanda vardır kıyamete kadar yaşar. İnsanları sağlıklı gıda ile bir ömür, sağlıklı ahlâk ve eğitimle de kıyamete kadar yaşatabilirsiniz.
Güreş tarihimizin unutulmayan isimlerinden birisi olan Yaşar Doğu’da taşıdığı üstün ahlak ve centilmen sporculuğuyla kıyamete kadar yaşayacak olanlardan birisidir. Zira o, kazandığı şampiyonluklarla kibir ve gurur yapmadığı için milletinin gururu olmaya hak kazanmıştır.
Yakın tarihimizi incelediğiniz zaman Yaşar Doğu’nun güreşte “milad” oluşunun rasgele olmadığını görürsünüz. Dikkat edilirse Türk Güreşi Yaşar Doğu’dan önceki ve sonraki diyerek ikiye ayrılmaktadır. Her dalın kendisine göre şampiyonları vardır. Güreşinde öyle. O bir güreşçinin önce kendi nefsini yenmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Bu yüzdendir ki nefsini yendikçe rakiplerini daha bir yeniyor, mütevazılaştıkça İstiklal Marşımızı daha çok çaldırıyor, Ayyıldızlı Bayrağımızı göndere çektiriyordu. Bir sporcu için bundan daha güzel şey ne olabilirdi ki?
Dostlarına karşı saygı ve sevgiyle doluydu. Mesela “Yaşar-Celal-Gazanfer” üçlüsünün en iyisi hanginizdi?” diyerek sorulan soruya o hep aynı cevabı veriyor ve; “Ben bu işin hamallığını, Celal cambazlığını, Gazanferde pehlivanlığını yaptı” diyordu. Her sporcunun hayalini süsleyen şampiyonlukları defalarca elde etmesine rağmen onun başını döndürmemiş, hiçbir zaman en büyük benim diyerek caka satmamış, arkadaşlarını küçük görmemişti.
İnsan sevgisiyle dolu ve arkadaşlarına çok bağlıydı. Hatta Gazanfer Bilgenin adını kendi çocuğunu isim vererek arkadaşlığına ne kadar bağlı olduğunu gösterdiği oğlu Prof. Dr. Gazanfer Doğu Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinde Öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Kendi ağzıyla da söylediği gibi o bu işin, yani güreşin hamallığını yapmıştı. Ondan bir beklentisi yoktu. Başarıları yüce milletine bir hediyesiydi. Üstelikte genç Türkiye Cumhuriyetinin dünyada gurur abidesi olan böyle asil sporculara daha fazla ihtiyacı olduğu bir dönemdi. 48 yaş gibi genç denilecek bir zamanda vefat etti. Memleket sevdalısı bu sporcuya sahip çıkma sırası şimdi yüce Türk Milletindeydi. Ve bu millet onu aradan geçen 46 senedir unutmadığını her halükarda ispat etti. Adına okullar, tesisler kurdu, turnuvalar düzenledi. Daha nice 46 yıllar da unutmayacak, Yaşar Doğu ismi dilden dile, gönülden gönüle söylenecektir.
Herkes bir eser bırakır. Ardında apartmanlar, yatlar, çiftlikler bırakmamış fakat, Türk güreşçisinin ortak ismi olup, güreşimizle adeta özdeşleşen Yaşar Doğu’da başta Hüseyin Akbaş, Mustafa Dağıstanlı, Hayrullah Şahin, İsmail Ogan, Mehmet Alkış, Cemil Sarıbacak, İbrahim Karabacak, Sadrettin Özden, İsmet Atlı, Mahmut Atalay, Tevfik Kış, Hamit Kaplan, Tevfik Yüce ve Ahmet Ayık gibi isimleri Türk güreşine kazandırarak gerçek eser bırakmıştır.
Yaşar yaşamaya, Doğu’da aydınlatmaya devam edecek. Gözün ardında kalmasın ey büyük pehlivan. 46 yıl sonra bile hala daha dün aramızdan ayrılmış gibi güzelliklerle anıyoruz. Ruhun şad olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder