Ahmet SEVEN
Hafta tatilinizin nasıl geçtiği çok önemli. Çünkü hafta boyu başarınız buna bağlıdır.
“Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi.
Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı.
Hemen bir not yazdı, yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı.
Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Aksam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe basında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.
Fakir adam öyle ama öyle minnettar oldu ki. İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnını ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titresen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi.
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı.
Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar. Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir tebessümün sonucuydu”
Hayat zor. Dert çok. Ben yanmayayım da kim yansın diyorsunuz belki. Tamamda, öylede olsa bir tebessümü çok görmeyin kendinize. Asık surat ve çatık kaşla hangi meselemizin üstesinden gelebiliriz ki? Dünyaya nasıl bakarsanız o da size öyle bakar. Çiçero; ”İnsanın bir şeye üzülünce saçını başını yolması kadar saçma bir şey yoktur. Kellik üzüntüyü gidermez” der. Tebessümle gökkuşağı oluşturmak varken, karamsarlıkla altında ezilip kalacağımız dağları büyütmek niye. Hem sonra harcandıkça çoğalan şeydir tebessüm. Harcamaya bakın, çoğalın, büyüyün ve büyütün. Dünyaya sığmadığınızı göreceksiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder