Fala baktırma merakı olanlara bakıyorum;
Genelde meraklı insanlar. Endişeli. Heyecanlı. Birazda zayıf yönleri olanlar.
Fal konuları üç aşağı beş yukarı genelde aynı.
Falcı yüz okumayı iyi bilmeli.
Vücut dilini de tabi.
Gözlerle konuşmayı mesela.
Usta bir falcı asla konudan konuya geçmez.
Her konunun falına ayrı bakar.
Hatta gün verir.
Zamanım yok der.
Kendini ağırdan satar.
Konulara bir göz atalım.
Önce hafif konular…
İşsizse, İşe girebilecek miyim?
Malını çaldırmışsa, tekrar bulabilecek miyim?
Bekarsa, evlenebilecek miyim?
Evi yoksa, ev sahibi olabilecek miyim?
Siyasetçi ise, kazanabilecek miyim.
Öğrenciyse, sınıfımı geçebilecek miyim?
Seviyorsa, sevdiğimi alabilecek miyim?
Tünelin sonu önemli aydınlık mı karanlık mı.
Falcı başlıyor konuşmaya;
Hırsızlar bulunacak mı desem bulunamayacak mı desem.
Ev alabilecek misin desem, alamayacak mısın desem.
Sevdiğinle kavuşabilecek misin desem, kavuşamayacak mısın desem.
Sınıfını geçecek misin desem geçemeyecek misin desem.
Evlilik görünüyor mu desem, görünmüyor mu desem
Borçlarını ödeyecek mi desem, ödeyemeyecek mi desem.
İş bulabilecek misin desem, bulamayacak mısın desem.
Bugün mü desem, yarın mı desem.
En iyisi bugünkü bahşişimi ver sen, yarın yine bana gel sen.
Gaibi bilen var mı?
Allah’tan başka kimse bilemez.
O zaman falcılar neyi biliyor dersiniz?
Onlar da bu halleriyle en iyi şekilde muhatabından para almanın yollarını iyi biliyorlar.
Yani tamamen psikolojik.
Zaten falcıya gitmenin içeriğinde de psikolojik bir durumun olduğunu unutmamak gerek.
İster sahiden isterse şakadan olsun fark etmez.
İşçiye, memura, gazeteciye, siyasetçiye, sanatçıya, öğrenciye, evliye, bekara itina ile fal bakılır.
Gel vatandaş gel geleceğini buradan öğren.
Ne günlere kaldık!
Bütün işimizi bitirdikte sanki işimiz fala kaldı öylemi.
Eğer öyleyse…Bu iş burada bitmiş demektir.
Haydi bana eyvallah.
Hoşçakalınız.