Ahmet SEVEN
Şu koca dünyada bir dikili taşım bile yok.
İnşallah ölünce kabrimin başına bir çift taş dikerlerde bende oh be artık benimde bir çift dikili taşım var diyerek sevinirim.
Olup ta ne olacak sanki?
Yaşayıp gördüğümüz haksızlıklara taş mı dayanıyor.
Kimi anlatamamaktan kimi anlaşılamamaktan yakınıyor.
Kimi aramaktan kimi bulamamaktan dert yanıyor.
Kimi han’dan kimi hancıdan, kimi yoldan kimi de yolcudan şikayet ediyor.
Köprü yapanda şikayetçi, köprüleri yıkan da.
Suyu akıtanlarda, kurutanlarda…
Böyle bir dünya da zeberced’den kulelerin olsa ne olmasa ne.
Ne sultanlar ne Süleymanlar gördü bu dünya.
Harunlar da gitti. Karunlarda…
Koca Yusuf rakibini baştan atardı.
Zaloğlu Rüstem kayayı avucunda tartardı.
Yunus (as) bir Peygamberdi amma, onu da bir balık kurtardı.
Büyüklenme padişahım seni de bir yaratan var.
Bir gün buldurup bir ömür aratan var.
Kendini bulana Allah başka şeyleri aratmaz.
Her şeyin mutlak bir manası vardır, boşuna yaratmaz.
Dedim ya işte zümrüt den de olsa seninle kabre gelmiyor bir dikili taş.
Bahardır insana ilaçtır, merhemdir varsa vefalı bir arkadaş.
Eğer yoksa adam gibi bir arkadaşın, olsa da kuş sütünden aşın.
Yesen içsen yine de daim açsın.
Dünyanın hepsi senin de olsa sonunda bir dosta muhtaçsın.
Bakıyorum yollara kimler gelip kimler geçmiş.
Zamanında birer sultan gibi olanlar şimdi değişmiş.
İnsan bu nefis taşır, ikbal elde iken dünyayı yese de doymaz.
Bir zamanlar “tıs” etsen dünya duyarda, yalnız kalınca feryat bile etsen dosttan başkası duymaz.
İşte bu yüzden sahte dünyaya karşı ne varsa attım bir kenara
Öte dünyada yanmaktansa burada yanayım istedim nâra..
Makam gelince gönüle ahenk düşer, göze renk düşer görmez olur.
Ne akıl ne öğüt hiçbiri kalbe girmez olur.
İşte o zaman biraz durup düşünmeli, yani muhasebe etmeli.
Üç adım öteye gidince biraz durmalı beklemeli, geride kalan ruh ona yetmeli.
Ancak, hayat bu, zor elbette kolay değil vesselam.
Yalnız dostlara değil, herkese selam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder