15 Ağustos 2007 Çarşamba

Kadının cinselliği ve reklâmlar

Ahmet SEVEN

Bir süre önce arkadaşlarla birlikte dereye balık tutmaya gitmiştik.

Önce bir yer tespit edip ağlarını kurdular.

Sonrada balığın bulunduğu yeri biraz karıştırdılar.

Aradan on-onbeş dakika geçmemişti ki balıklar ağa takılmaya başladılar.

Takılanların tamamına yakını sazandı.

Sazanı belki de çok uyanık balık olmadığı ve her gördüğü ağa rasgele atladığı için örnek olarak veriyor; “Sazan gibi atlama” diyorlar.

Oltaya da öyle tez gelir sazan.

Hiç bakmaz sağına soluna.

Yemi görsün yeter.

Neyse bizim ağlar bir anda balıkla dolup çıkmıştı.

Haberi okutan resmi, yazıyı okutan da başlığı ya.

Yazının başına bir kadın resmi koyuyorlar.

İçeriğinde ne yazarsanız yazın.

Gören koşuyor, duyan geliyor.

Koro halinde hem de.

Cinsel kelimeler cezbediyor.

Resimler heyecan uyandırıyor.

Yazıların okunurluğu artıyor.

Araba satacağız kadın manken kullanıyoruz.

Halbuki ülkemizde araba alan kadınların sayısı yüzde ikiyi- üçü geçmez.

Araba müşterileri erkeklerdir.

Alkol reklâmları da öyle.

Sanki alkolü en çok bayanlar tüketiyor da.

Sanki kadının eli dokunmayan ürünleri satın almıyoruz.

Dondurmayı yemiyor, meşrubatı tüketmiyor, bilgisayarı kullanmıyor, TV. ye bakmıyoruz! Velhasıl ticaretimizi onların sırtından yapıyoruz.

Bu yetmezmiş gibi kalkıp haberlerimizi yazılarımızı da onların bedenlerini teşhir ederek okutmaya çalışıyoruz.

Hatta dergilerde kitaplarda bile bu böyle.

Televizyon programları, diziler…

Hep kadının cinselliği üzerine kurulmuş.

Onlar olmasa bu sektörlerin kapısına kilit vurulacak.

Çalışanları aç kalacak…

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi kalkıp bir de kadın hakları savunuculuğunda lafı kimseye bırakmıyoruz.

Hani bir söz vardır;

” Merd-i kıptî şecâatin arzederken sirkatin söyler imiş." Diye.

Yani çingene, cesaret ve yiğitliğini anlatırken hırsızlığından bahsedermiş.

Bunun gibi bir şey işte.

Bu yapılanlar kadına haksızlık olmuyor mu?

Ardından kalkıp ta kadına laf söyletmem abi tavırları neyi ifade edebilir ki?